Video: Şeyh Abdülkādir-i Geylânî Külliyesi

 


Şeyh Abdülkādir-i Geylânî Külliyesi - 
The Shrine Complex of Shaykh Abd al Qadir al Jilani

Yorumlar

  1. 'Bizler, zamanın en iyisiyiz' diye övünürsünüz...
    Evvelkilerin güneşi battı ve gitti,
    Bizim güneşimiz batmayacak ebedî; Gökyüzünün en yüce yerinde.

    | Abdülkādir-i Geylânî

    YanıtlaSil
  2. Sevdânın ilk durağındaki tatlılık var ya, benim hazzım ondan daha tatlı ve daha lezzetlidir.

    Ya da visalde çok özel bir hal vardır ya, benim halim ondan daha aziz ve yakındır.

    Bana günler bağışlandı, saflığın başlangıcı günler; helal ve içmesi tatlı su kaynakları.

    Her türlü cömertliğe muhatap oldum, hiç kimseye olmadığı kadar.

    Ben, arkadaşına korku olmayanlardanım; zaman şüpheli, insan kaçtığı yeri bilmiyor.

    Kavmin her türlü yüce rütbeden nasibi var ve her ordunun dayandığı bir kuvvet olur.

    Ben şakıyan bülbülüm, ağaçları doldururum şarkılarla; yükseklerde ise Baz-ı Eşheb'im.

    Muhabbet ordusunu iradem altına aldım, itaatle.

    Okumu nereye atsam isabet eder; ne bir amel, ne de bir ümidim var.

    Bir vaat bekliyor ya da gözlüyor değilim.

    Rızâ meydanlarında bol bol nasipleniyorum; ta ki, hiç kimseye bağışlanmayan bana verildi.

    Zaman, işlenmiş elbise gibi değişti... "Bizler, zamanın en iyisiyiz" diye övünürsünüz;

    "Evvelkilerin güneşi battı ve gitti; Bizim güneşimiz batmayacak ebedi, gökyüzünün en yüce yerinde."

    *Abdülkādir-i Geylânî (k.s.)

    YanıtlaSil
  3. Ey cemaat! Siz, ana karnında ve sonra O’nun nimetiyle beslen­diniz. Dünyaya geldikten sonra size kuvvet verdi. Size tâatini nasip etti. Sizi Müslüman eyledi. Peygamber ﷺ Efendimiz’e uymayı nasip etti. Peygamber’e uyan ve bu hâline sevinen, Allah’a şükretmiş olur.

    Elinizdeki iyilikleri Allah’tan bilirseniz, halka karşı aşırı sevgiyi kalbinizde bulamazsınız. İrfan sahibi, O’nu sever, O’na bakar. Kalp gözlerini O’na yöneltir. İyiliği ve kötülüğü O’ndan bilir. Öyle bir hâ­le gelir ki, cümle halk gözünden silinir. Kimseden iyilik görmez. Kö­tülük beklemez. Halktan bir iyilik gelse, Mevlâ tarafından gönderil­diğini anlar. Onlardan yine bir hata gelse, onun da yine Mevlâ kuv­vetiyle olduğunu bilir. O sevgili kulun bakışı, halktan Hâlık’a döner. Bu hâller arasında, İslâm dininin hükümlerini yapmaktan geri dur­maz.

    İrfan sahibinin kalbi, hâl değiştirir. Her zaman değişir. Hiçbir hâli diğerine uymaz. Dünyasını, fazla şeylerini bırakmaya alışıncaya kadar hâl değiştirmesi devam eder. Hakk’a tam bir rağbet sahibi oluncaya kadar muayyen bir hâl gösteremez. Dünyalık şeyleri aldığı zaman, Hakk’a karşı huzuru bozulmazsa hâlinde yerleşir ve aklı tam olur. Halkla müşterek olan aklını o zaman kullanır. Daha fazlasını da Mevlâ’sı verir.

    | Abdülkādir-i Geylânî (k.s.)

    YanıtlaSil
  4. Nefsini manen ölü gör. Kendini ve halkı var bilme. Göreceksin ki, Hak’la arandaki bütün karanlık perdeler kalkmış.

    “Ölmek nasıl olur?” diyene şöyle derim: Nefse uymayı yık, kötü işleri yok et. Hakk’ın emirleri varken halkın buyruğuna koşma. Sebepler sana yüklenmesin. Mevlâ’dan gayri her şeyden ümitsiz ol. Kullar Hakk’ın ortağı olmasın. Hak’tan başkasından bir şey umma, bekleme, arama. Her işin Allah rızası için olsun. O’nun rızası önünde başka nimetleri bekleme. O’nun yaptığı işlere razı ol. Hükmü önünde sessiz ol. Bunları yaparsan ölmüş sayılırsın. Bilirsen, asıl dirilik budur.

    | Abdülkādir-i Geylânî

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kıymet bilip de anla...

Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun

Yaşam yenileyici 40 ilke

Kitap: Abdülkadir Geylani ve El Esmaül Hüsna Kasidesi

Padişahın eldiveninde bir tünek yeri

O Ruh

Hz. Peygamber´in Yüksek Ahlâkı

Batmayan Güneş